Home Studio / Ev Stüdyosu Kurmadan Önce Bilmemiz Gerekenler
bir ev stüdyosu kurarken en temel gereksinimlerimiz
Eskiden bir müzisyen şarkılarını insanlara dinletebilmesi için plak/kaset bastırıp radyolarda yayınlatabilmesi gerekiyordu. Bu gayet masraflı, uzun bir süreç alan ve herkesin bu zahmetli sürece ve dolayısıyla masraflarına dayanamayacağı bir durumdu.
Şimdilerde ise müziğimizi kaydedip, üstelik evimizden bile iTunes, spotify amazon gibi büyük yayıncı kuruluşların platformlarında yayınlayabilmemiz mümkün. Buradan da sosyal medya hesaplarımız aracılığı ile dünyanın bir ucundaki insanlara müziğimizi dinletme şansımız olabiliyor.
Akıllı telefonlarımızdan müziklerimizi kaydedebiliyor olsak bile, kayda değer bir dinleme kalitesi üretebilmek için en basit yöntem, ev içerisine oluşturabileceğimiz bir stüdyodur. Buna ev stüdyosu ya da genel tabiriyle home studio diyoruz.
Bir albüm yapma fikrimiz olmasa dahi, çaldığımız enstrümanın gelişimine de fayda sağlayacak, belki üzerinde çalıştığımız aranjmanları kayıt altına almak da isteyeceğimiz bir fikrimiz olabilir.
Şimdi bu aşamada kafamızda bir liste oluşturmamız gerekiyor.
Sadece şiir okuyor olabilirsiniz, enstrüman çalmıyor ama çeşitli beatlerin (yani ritm eşlikleri) üzerine vokal yapmak istiyor olabilirsiniz, karaoke parçaların üzerine ya da ne bileyim eğlencesine ya da profesyonel olarak bir animasyonun, bir akar görüntünün üzerine okuma yapmak, dublaj yapmak istiyor olabilirsiniz. Bir enstrümanistsiniz ve yalnız çalışıyorsunuz ya da grubunuz var, çalıştığınız beste, cover gibi çalışmaları kaydetmek istiyorsunuz Tüm bunlar için yine yapacağınız şey stüdyo çalışması yapmak.
Bu işleri hiç bilmiyor ama yine de yapmak istiyorsanız tabi ki ilk adım atmanız gereken yer profesyonel kayıt stüdyoları olmalı. Ancak biz tüm bunları hem yavaş yavaş öğrenip hem de elimizin altında olduğundan, daha bir rahatlıkla çalışmalarını yapacağımız için stüdyomuzu oluşturmaya başlayabiliriz.
Stüdyomuzu kurmadan önce, kulandığımız ekipmanla nasıl müzikler yapacağımıza karar vermeliyiz, çalışmalarımızda alt yapı mı kullanacağız, gerçek enstrümanlar mı olacak, ya da enstrüman olmayıp sadece vokal mi olacak gibi fikirlerimizi not almalıyız.
Gerçi bir çok müzisyen zamanla tarz, çalım, enstrüman değiştiriyor olsa da genel bir fikir ortaya çıkarmak bu aşamada önemli.
BİLGİSAYAR
Öncelikli olarak DAW(digital audio workstation) programlarımızı yani kayıt programlarımızı çalıştırabilecek bir bilgisayar gerekiyor.
Şimdi mevzu, bilgisayar ile müzik olunca, şöyle diyenler olacaktır; ‘’yaa hocam, iki tuşa basıyorsun, komple müziği yapıyorsun, sona oh valla ne alâ memleket!’’ Siz öyle diyenlere aldırış etmeyin. ‘’Ne yani şimdi bunu diyenin paşa gönlü rahat etmiyor diye, koca koca makaraları dünyanın parasına getirtip, evde analog stüdyo mu kuralım, e tabi ki bilgisayarda kaydedeceğim. Taş plağa mı kaydedelim? :)
Bilgisayarımız var, faydalanmak lazım. Kaldı ki bilgisayar biz ne verirsek onu kaydediyor. Bizim dijital çalışma alanımız oluyor. Veriyoruz notayı, ritmi, soloyu, dublajı, vokali, nakaratı, arpeji kaydediyor. Oyüzden iki tuş olayı değil yani.
Bu arada bilgisayarla müzikte, kafamıza ilk takılan sorular da şöyle oluyor genelde, “Nasıl bir sistem kurmalıyım, bilgisayarım bu işler için yeterli mi, kayıt kalitesi nasıl olacak ve (belki de en önemlisi) bu işin bana maliyeti ne kadar olacak?” gibi sorular.
Çok fazla madde madde, detay detay ürünlere girmeden bir özet çıkartmaya çalışacağım bu anlatımımda.
Şimdi bilgisayar işini çözdük. Orta halli bir bilgisayarımız var. Core 2 duo, i3, i5, i7 gibi işlemcilerle yapacağımız çalışmanın gücüne göre, yani kanal sayısına, uyguladığımız efekte vs’ye göre oluru olan işlemciler diyebiliriz. Şimdi bütün konfigrasyonu saymaya gerek yok ama şimdi biliyorsunuz bilgisayarlarımız en zayıf olan birim kadar güçlü çalıştığından şimdi on numara ekran kartımız varsa, 2 numara da bir işlemcimiz, 3 numara bir ramimiz olmaması lazım tabi.
Şimdi kayıt konusundaki temel elemanımız ses kartı. Açıklamalara bağlantısını koyacağım ‘’bir ses kartı alırken nelere dikkat etmek gerekiyor’’ videosuna göz atarsanız az çok kafanızda şekillenecek.
Ses kartında, kaç girişe, çıkışa ihtiyacım var, gireceğiniz enstrümana ya da mikrofona göre bağlantılar, phantom power gerekiyor mu, midi bağlantısını kullanır mıyım gibi fikirleriniz oluşmalı. yani bir yemek yapılacak malzemeleri ona göre seçmek gibi düşünün.
DAW (Digital Audio Workstation)
Şimdi gelelim DAW’lara, yani kayıt programlarına. Bir çok ses kartı, beraberinde profesyonel kayıt programlarının Lite Edition dediğimiz daha çok giriş seviyesi kullancılara hitap eden versiyonları ile beraber geliyor ama dilerseniz siz başka bir programın demosunu indirip, yetersiz geldiğini düşündüğünüzde tam sürümüne de geçmeyi tercih edebilirsiniz.
Program çok önemli, çünkü orataya çıkacak olan ürünü işleyip, büyütüp geliştireceğimiz ortam orası. kayıt kanalları da orada, efektler de orada, miksler, masteringler, davullar, gitar efektleri, vokal efektleri bir çok eklenti orada.
Programı da hallettik.
MİKROFONLAR
Vokal kaydı bunun içinde dublaj da var. ya da akustik enstrüman kaydı yapacak isek en önemli ekipmanlarımızdan birisi de mikrofondur.
Condenser ya da dinamik mikrofon seçimi ses kalitemizi önemli ölçüde etkileyecektir.
Condenser mikrofonlar yüksek hassasiyetli, phantom power ile çalışan (+48V olarak da geçer), dinamikler ise condenserlar kadar hassas olmayan, içlerindeki diyaframları görece daha ufak, genellikle sahnelerde görebileceğiniz yakın mesafede güzel sonuçlar veren mikrofonlardır.
Ev ortamında kullanmak üzere tercihimizi condenserlardan yana kullanabiliriz. Hemen her kaydedeceğimiz konuyu iyi duymakta gayet başarılılar.
GELELİM DUYUM OLAYINA.
Referans Kulaklıkları ve Referans Hoparlörleri
Yaptığımız kayıtları doğru bir şekilde duyabilmek için ise referans monitörü ya da kulaklığa ihtiyacımız olacak. Doğru duyumu sağlayamazsak yaptığımız hataları ya da istemediğimiz, hoşumuza gitmeyen sesleri istemeden de olsa dinleyicimizle paylaşmış olabiliriz.
Normal bir kulaklık ya da hoparlörden ne farkı var derseniz. Alt frekans ve üst frekansları en doğru, en yalın, ne fazladan bass eklenmiş, ne de tabiri caizse makyajlanmış bir ses vermemesi sayesinde görevlerini yaparlar.. hangisini almalıyım hoparlör mü yoksa kulaklık mı derseniz? her ikisi de demek durumundayım. ama önceliği ilk etapta bütçenize göre olan bir seçeneğe verebilirsiniz. bu da genellikle kulaklık oluyor.
Müziğimizin türüne, kullandığımız enstrümana, duymak istediğimiz frekanslara göre farklılık göstermekle beraber, monitor ya da referans diye geçen bu hoparlör ve hoparlörler yaptığımız iş ile bunu duyan biz arasında en önemli köprülerden biri.
MİDİ KLAVYELER
Çalışacağımız kayıt programındaki ses kütüphanesinin içindeki enstürmanları kullanmak için bir kontrol cihazına, bir midi klavyeye ihtiyaç duyarız. Midi klavyelerle bilgisayar tabanlı çalışabileceğimiz gibi, midi protokolünü destekleyen her türlü ses cihazında da çalışmamız mümkün.
Piyanist ya da klavyeci değilsiniz hatta, daha önceden minik de olsa org bile çalmadınız. yine de ihtiyacım var mı diye sorabilirsiniz?
Büyük olasılıkla ihtiyacınız olacak.
Modeline, özelliklerine göre üzerinde bulunan tuşlar, pedler, bir ritmi yazmaya, bir ölçüyü başlatmaya, bir nota olsun basarak bazı ritm ve ses girişler oluşturmaya yarayan en önemli home stüdyo ekipmanlarından.
Olmazsa olmazımız mı? Hayır ama ama bence %15 hayır :).
Yani %85 ihtiyacımız olacak :)
Genel hatlarıyla saydık gibi. Bitti mi bitmedi.
Müzisyenin masrafının bittiği nerede görülmüş 😃
Genelde göz ardı edilen. ama ekipmanlarımız içinde önemli bir yer teşkil eden ne var sırada.
KABLOLAR
Ekipman zincirimizdeki tüm sinyal gönderimlerini gerçekleştiren, mikrofondan ses kartına, ses kartından monitörlere, anfimizden enstrümanımıza doğru ve kayıpsız sinyali göndermek için iyi kalitede bir kablo kullanmamız gerekiyor.
Elimizde harikulâde enstrüman ve mikrofonlarımız var diyelim ama hikâyeden bir kablo kullanıyorsak ne olacak? Kalite düştükçe düşecek ve kaydımız kuşa dönecek. Başta da dediğim gibi en zayıf ekipmanımız kadar güçlüysek kablomuzu da gayet önemsememiz gerekecek.
Adım adım genel bir özet vermeye çalıştım.
E biz bu ekipmanları alacağız bütçe ayıracağız da ne yapalım, ne kadar biriktirelim derseniz. hemen her sektörde olduğu gibi, ucu çok açık ama yaklaşık 550–600 lira civarlarında bir ses kartı, 1000’lira altı bir mikrofon, yine 1000 lira altı bir midi klavye, 300 lira civarında bir kulaklıkla iş çözülebilir gibi.
Ya da işi biraz daha kompakt hale getirelim. Mikrofonuyla, kulaklığı ve ses kartıyla bir set haline getirilip, satışa sunulan bu sefer de toplamda 1000–1500 lira civarı bir bütçeyle karşılaşıyoruz.
Bu tip setlerde de ses kartı genellikle iyi tutuluyor, kulaklık ve mikrofonda daha mütevazi seçimler oluyor set oluştururken ama her halükârda ilk kayıtlarımız için, hatta devamında da bir süre bize yol arkadaşı olabilecek setler bunlar.
Hatta fikir vermesi açısından aşağıda 3 tane şarkımın linkini koyacağım. biri 2004 yılında on board bir ses kartı ile yaptığım kayıt, diğer ikisi ise home studyo’da enstrümanlar çalarak ve sadece alt yapı kullanarak yaptığım çalışmalar. Böylece kafanızda biraz olsun şekillenmesini umuyorum.
Ayrıca home studyo tarihinde bizler için bi mihenk taşı olan Jean Michelle Jarre‘ın 1976 çıkışlı, Oxygène adlı albümünün de olduğu gibi bilgisayar alt yapılı hazırladığını da belirtmek isterim.
videonun / yazının burada sonuna geldik.
Aklınıza gelenleri, olumlu ya da olumsuz eleştirilerinizi lütfen yorumlar bölümünde paylaşın.
Eğer sıkılmadan bu dakikaya kadar geldiyseniz de çok teşekkür ederim.
Abone olmak isterseniz kapım açık, beğendiyseniz beğen butonuna basmayı, beğenmediyseniz ben uyarmayı unutmayın, yandaki zile de basarsanız bir sonraki videoda şak diye bildirim gelecektir.
görüşmek üzere, herkese güzel pazarlar..
hoşçakalın.