Home Studio’ya (Ev Stüdyosu) Giriş

başlangıç notu: Bazı teknik terimlerin daha açıklayıcı olabilmesi adına ‘’mini terimler sözlüğü’nü yazının sonuna ekledim.

Bilgisayarla müzik yapmak mühim hadise. ‘Sen basıyorsun bir tuşa, o kendisi oynatıyor zaten‘den çok öte, yeterli yazılımı, donanımı ve müziğin kalbi olan armoni bilgisini de kesinlikle gerektirecek başlı başına bir sektör. Filmlerden, reklamlara, seslendirme işlerinden, cingıllara (jingle) kadar pek çok alanı besleyen, kapsamı genişledikçe genişleyen bir zorlu süreç.

Bilgisayarla müzikte kafamıza ilk takılanlar, “Nasıl bir sistem kurmalıyım, bilgisayarım bu işler için yeterli mi, kayıt kalitesi nasıl olacak ve (belki de en önemlisi) bu işin bana maliyeti ne kadar olacak?” gibi sorulardır.

Bu sorular ve bu soruların içinden çıkamadığımızda yaşadığımız stres (kendimden biliyorum), bizi bu işten gün be gün uzaklaştırmakta ve düzgün, doğru bir kaynağa nereden ulaşacağımızı tam olarak bilemediğimizden, girişkenliğimizin çoğu zaman bir heves olarak kalmasına yol açmakta.

Genel olarak ‘Bilgisayarla Müzik Nedir, Ne değildir?’ konusuna girmek gerekirsek, mini mini özetler ile durumu açıklamaya çalışayım.

Mümkünat çerçevesinde olan şeyler;

Nelerin mümkün olduğu konusuna bir değinecek olursak, Jean Michelle Jarre ‘ın 1976 çıkışlı, Oxygène adlı, olduğu gibi bilgisayar alt yapılı hazırladığı, alanında mihenk taşı olan bir albümü var.

1976’dan günümüze ‘Home Studyo’ çıkışlı o kadar çok albüm var ki… Gerçek ticari bir stüdyodan hiç bir farkı kalmayacak kadar ince ve güzel işçilikler mevcut.

Home Studio’muz Olduğunda Neler Yapabiliriz?

DAW’lar ile (Digital Audio Workstation) Bilgisayarımıza gerçek sesleri (audio) kayıt edebiliriz.

Bilgisayara harici elektronik müzik enstrümanlarının MIDI(2) sinyallerini kayıt edebiliriz.

AUDIO ve MIDI’yi bir kez bilgisayara aktardıktan sonra bunlar üzerinde düzenlemeler yapabiliriz (ses dosyalarını kesip yapıştırmak, frekanslar üzerinde değişiklikler yapmak, hataları düzeltmek, yeni veriler girmek, notalar eklemek gibi).

En basit anlamı ile MIDI (musical instrument digital interface), müzik enstrümanlarının bilgisayar ve birbirleri ile veri alışverişini sağlayan bir protokoldür.

Midi kontrol cihazınızdan gereken tuşlara bastığımızda, sinyaller bize istediğimiz ses (program içerisindeki tanımlanmış ses) olarak geri döner.

Harici müzik enstrümanlarımız yoksa bir takım programlarla bilgisayarın o sesleri çıkarmasını sağlamamız mümkündür.

Virtual instruments veya software sampler’lar ile yaptığımız müziği notaya dökebiliriz. Öyle ki bir sampler aleti ile elimizdeki midi enstrümanımızdan yolladığımız sinyal ile koca bir yaylı grubunu saniyeler içinde odamıza çağırabiliriz. Uygun şekilde kullanıldığında tüm bu yöntemlerle çok güzel sonuçlar almamız mümkündür.

Eğer bilgisayarımızda canlı kayıt (enstürman ve vokal) yapacaksak, yüksek kalite sonuçlar almamız, ses kartınızın kalitesine bağlı olacaktır. Günümüzde on-board (tümleşik) ses kartlarının hemen hepsi 16bit/44.1 khz kalitesindedir (satın alıp dinlediğimiz tüm müzik CD’leri 16-bit 44.1 kHz lik kayıtlar içermektedir); ama bu demek değildir ki biz de kayıtlarımızda“albüm soundu”nda sonuçlar alacağız. Bunun için projeler üzerinde ciddi çalışmalar, mix ve masteringler uygulanması gerekmektedir. Meşakatli bir sürecin sonucunda istediğimiz sound’a biraz daha yaklaşmış oluruz.

Teknolojik devrimin getirdiklerine şöyle bir baktığımızda, 24-bit ses kartları bulmak ve satın alabilmek uzun zamandır pek mümkün görünmektedir.

Yüksek kaliteli, 18-Giriş / 24-çıkışlı Firewire/Thunderbolt UA Apollo Duo
16 ve 24 bit arasındaki bu 8-bit lik fark ses kalitesi üzerinde inanılmaz bir artış sağlamıştır. “bit” adedinden bahsedildiğinde asıl anlaşılan, ses kartının, sesleri dijital ortama aktarırken her bir ses örneğini parçaladığı bilginin yoğunluğudur.

Diyeceksiniz ki; sonuçta yapılan çalışmalar CD ye basıldığında 16-bit olarak transfer ediliyorlar, peki neden 24-bit?

Her şeyden önce analog ortamdan dijital ortama geçilirken en yüksek hassasiyette bilgi aktarılması, aktarım sırasındaki kayıpları minimize eder. Daha sonra bu bilgiler üzerinde yapılan çalışmaların hepsi 24-bit üzerinden yapılacağından daha geniş bir çalışma alanı sağlanmış olur. İş CD’ye aktarım noktasına geldiğinde dithering* denilen bir işlem ile veriler 24 bit’ten 16 bit’e indirgenir.

Dithering; Herhangi bir öğenin (resim, müzik) bit derinliği düşürüldüğünde ortaya çıkan niceleme hatasını azaltmak için öğeye kasıtlı olarak gürültü ya da titreme ekleme işlemine verilen isimdir.

“Frekans” (frequency) dediğimizdeyse de sesin kalitesini belirleyen tek unsurun bit adedi olmadığının farkına varıyoruz.

Bit aynı önemi taşıyan örnekleme frekansı kıstası da ses üzerinde ciddi etki yaratır.

Örnekleme frekansı’nın anlamı, ses sinyalinin dijital ortama aktarıldığı sırada ne kadar sıklıkta örneğinin alınması gerektiğidir.

Örneğin 44.1 kHz denildiğinde 1 saniyelik bir dönüştürme sırasında ses sinyalinin 44.100 adet örneği alınmaktadır.Fiziksel formüller ile ispatlandığı üzere, insan kulağının maksimum 22.05 kHz duyabildiği kabul edilir. Dijital ortama aktarılmış bir sesin fark edilemeyecek kadar az kayıpla tekrar analog şekle dönüştürülebilmesi için 22.05 kHz’nin iki katı yani 44.1kHz ile örnekleme yapılmalıdır.

Günümüzde 44.1, 48, 96, 192kHz frekansları standart olmuştur ve tüm ses kayıtları bu veriler üzerinden ilerlemektedir.

Analog Sinyal ve Dijital Sinyal Arasındaki Fark Nedir?

-Kesintisiz ve süreklidir.
-Ses dalgaları 20 Hz ve 20 kHz arasında değişir.
-Yönü ve şiddeti zamanla değişen sinyallerdir.

Dijital Sinyal
-Sayısallaştırılmış sinyallerdir. 1 ve 0 değerleri vardır. (Binary)
-Sürekli değildir. Çünkü sayısaldır.
-Kayıt altına almak analog sinyale göre daha ucuzdur.
-Gürültüye (noise) dayanıklıdır.
-Gelen veri belli olduğu için eski haline gelmesi daha kolaydır.
-Analog sinyali işleyerek sayısal ifadelere getirdiğimizde bilgisayar ortamında işleyebilmemizi sağlar. Bu yüzden dijital sinyal büyük anlam ifade eder.

Bu iş için ADC ve DAC konvertör devreleri kullanılır.

ADC ( Analog to Digital Convertor) devreleri girişine uygulanan herhangi bir analog sinyali , çıkışında digital değerlere dönüştüren devrelerdir.

DAC (Digital to Analog Convertor) devreleri de tam tersi bir işlem gerçekleştirir.

analog sinyal ile dijital sinyalin farkı

Tanım olarak birbirine sıklıkla karıştırılan tanımlardan ikisi:

Bit depth (bit derinliği):Ses kaydı için kullanacağınız bit miktarı anlamına gelir. Yani, ses dalgasını bir an için dondurup dikey bir kesit aldığınızı düşünün; bit derinliği bu kesit boyunca sahip olduğunuz “volume level” yani “ses düzeyi” sayısıdır. 16 bit kaydedilmiş bir ses dosyasında en fazla 65.536 düzeye sahipken, 24 bit kayıtta bu 16.777.216’ya çıkar. Bit derinliği, bir başka deyişle kaydedilen sesin dikey çözünürlüğü demektir.

16 bit — 24 bit karşılaştırması

Yatay çözünürlüğe karşılık gelen “Sample rate” (“örnek sayısı”) ise, sesin 1 saniyedeki örneklenme sayısıdır. “Red Book” standardında kaydedilmiş bir “Audio CD” için bu oran 44.1 kHz’dir; yani saniyede 44.100 dilim. Dolayısıyla 48 kHz’de 48.000, 96 kHz’de ise 96.000 dilim mevcuttur.

bit depth, sample rate ve bit rate oranlaması ile ses dosyalarının kapladığı alanın hesaplaması
orjinal bir sesi dijitale kaydederken, kaydetme kalitemiz işin rengini her zaman değiştirir
96 KhZ çözünürlükte bir kayıtta daha fazla veriyi işleme şansımız oluyor. 1 saniyelik örnekte 96.000 dilim

Bu noktada her başlık için geniş bilgilendirmelere ihtiyaç duyuyoruz. Konu içerisinde geçen frekanslar, bitler, ses kartları, kayıt yazılımları vs. her biri kendi içerisinde geniş başlıklarla açıklanması gereken şeyler. Bir yazıya sığması pek mümkün görünmüyor.

Önümüzdeki yazılarda, bu başlıkları biraz daha detaylandırarak, home studio, elektronik müzik, ses ve müzik teknolojisi gibi konularda detaylıca makaleler hazırlamayı planlıyorum.

BİR SONRAKİ YAZI:
Home Studio Nasıl Kurulur, Her Şeyi Kendi Başıma Çözebilir Miyim?

Mini Terimler Sözlüğü:
 (1)DAW= Türkçe’ye Dijital ses işleme istasyonu olarak Türkçeleştirebileceğimiz kayıt programlarını ifade eder.

(2)MIDI(musical instrument digital interface): müzik enstrümanlarının bilgisayar ve birbirleri ile veri alışverişini sağlayan bir protokoldür.

Khz: (kilohertz) 1000/s anlaminda frekans birimi.

–Hertz: saniye başına düşen devir sayısını ifade eder. 1 Hertz saniyede bir devir veya 1 MHz saniye başına bir milyon (1,000,000/s) devir şeklinde tanımlanır.

Jingle: Arka planda çalan müzik eşliğinde ve akılda kalıcı reklam amaçlı bir slogandır. Radyo ve televizyon reklamlarında sıklıkla kullanılır

Mix (Miksaj):müzik ya da içinde ses olan tüm yapımlarda, istenilen herhangi bir sesin diğer seslere göre düzenleme sırasında yüksek ya da düşük seviyede tutulabilmesini sağlama işlemi.

Red Book Standardı: Fiziksel parametreleri belirleyen audio CD standardıdır. Ayrıntılı Bilgi (link)https://youtu.be/5ab7tIZNplM